Mutsuzluk, tanımlaması biraz zor ama herkesin yakından tanıdığı bir his, duygu
ve ruh halidir. Kimi zaman sebebi belli olan bir mutsuzluk yaşar ve onunla mücadele
ederiz. Kimi zaman ise sebebini hiç bilmediğimiz mutsuzluğumuza anlam veremeden
ona yenilecekmişiz gibi hissederiz.
Mutsuzluk kavramı zaman zaman depresyonla karıştırılabilen bir kavramdır.
Uzman Psikolog Nesrin Naimi'ye göre her mutsuzluk depresyon değildir. Naimi,
depresyon halini şu şekilde tanımlamıştır: "Depresyona giren kişi içine kapanır.
Hayattan zevk alamayan, halsiz, çabuk sinirlenen, kendini gereksiz yere suçlayan,
konsantre olmakta zorlanan unutkan bir insan görürüz karşımızda. İş verimi düşer ve
arkadaşlarından, dostlarından, yakın çevresinden uzaklaşır. Hem geçmişi hem geleceği
olumsuz yorumlar ve algılar. Geçmişte her şeyin ters gittiğini düşünür ve geleceği
yalnızca umutsuzluk, hayal kırıklıkları, gözyaşı gibi mutsuzluk durumlarıyla tasvir eder.
Uyku düzeni bozuktur ya uyuyamaz ya da başını yastıktan kaldıramaz. İştah artışı veya
azlığı nedeniyle kilo kaybı veya kilo artışı gözlenir. Çoğunda ölüm düşünceleri sıklaşır
ve yaşam onlar için ağır bir yük haline gelir."
Mutsuzluk durumu depresyon kadar ağır bir durum değildir. "Mutsuzluk" bir
duygudur, depresyon ise bir ruhsal bozukluktur ve tedavi gerektirir. Bazen kendimizi
tarifsiz bir mutsuzluk duygusu içinde bir yerlere dalmış, öylece beklerken buluyoruz.
Buna gerçekte neyin sebep olduğunu anlamıyoruz ve mutsuzluğumuzun sebebini bir
türlü bulamıyoruz. Ancak böyle zamanlarda bildiğimiz tek şey yaşama karşı keyif
almıyor oluşumuz.
Peki, böyle bir mutsuzluğa ne sebep olur? Ruh halimizi yansıtan bir çeşit
termometre varsa bu kesinlikle 0 derecedir. Bu zamanlar rutinlerimizden keyif
almadığımız, daraldığımız, sıkıldığımız ve bazen umudumuzu yitirdiğimiz zamanlardır.
Mutsuzluğun 5 evresine tek tek değinelim.
1.Uyarıcı Olarak Mutsuzluk: Mutsuzluk her zaman enerjinin azaldığının bir
işaretidir. Kendi kabuğumuza çekilme ihtiyacı duyar, ilgisiz davranır ve sebebini
bilmediğimiz bir yorgunluk duyarız. Bütün bu fiziksel reaksiyonlar, beynin işlevi
hakkında uyarıcı niteliktedir. Bizi neyin endişelendirdiğini, düşündürdüğünü ve hayal
kırıklığına uğrattığını bulmak için iç benliğimizle iletişime geçmeliyiz.
2.Bir Enerji Koruma Yöntemi Olarak Mutsuzluk: Biyolog ve fizyolog olan Bernard
Thierrye göre, mutsuzluk içimizdeki bir çeşit kış uykusu. Yani, mutsuzluk bizi bekleme
moduna alıp durgunluk ve iç gözlemin olduğu bir ortama bırakır. Böylece yalnızca belirli
bir olaya tepki vermemizi engeller ve önceliği olmayan herhangi bir görev için
beynimizin boşa enerji harcamasının önüne geçer.
3. Öz Bakım Olarak Mutsuzluk: Mutsuz olmak ne iyi ne de kötü bir şeydir.
Yalnızca bir duygudur ve uyarı mekanizması olarak çalışır. Bize önemli ve gerekli şeyler
hakkında bilgi verir. Örneğin: biraz dur ve kendini dinle, kendinle konuş, sana ne
olduğunu anlamaya çalış gibi. Sonuç olarak, bir dahaki sefere bir başkası size Bana ne oldu bilmiyorum, çok mutsuzum. dediğinde yapmanız gereken son şey onlara
kafana takma, mutlu ol demektir.
4. Özlem Gösteren Mutsuzluk: Mutsuzken zıt duygular, boşluk hissi,
isimlendiremediğimiz ihtiyaçlar ve bizi umutsuz hissettiren daha pek çok şey tarafından
ezilmiş hissederiz. Kalp mutsuzken keyifliymiş gibi davranmak zordur. demiş Tibullus.
5. Psikolojik Gelişim Yöntemi Olarak Mutsuzluk: Kendi duygularınızı anlamak ve
kendi evreninizin yöneticisi olarak ruh halinizi iyileştirmek psikolojik gelişiminiz
açısından hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, mutsuzluğu zayıflık veya zafiyet gibi
kelimelerle ilişkilendirmek doğru değildir.
Sonja Lyubomirsky'a göre: "Eğer gerçekten istersek, mutlu olmak için gerekli olan
gücü kendi içimizde bulabiliriz." Bu demek oluyor ki mutlu olmamamız için hiçbir sebep
yok ve hala umut var. Lyubomirsky'nin yaptığı araştırmalara göre kronik olarak mutsuz
olan insanların 7 belirgin özelliği var.
1.Hayatın çok zor olduğu yönünde sabit inançları vardır.
Hayat iniş çıkışlarla ve engebelerle doludur. Eğer yokuş çıkmaz isek yokuştan
inmeyi öğrenemeyiz ve düz yollar dahi bize zorlu bir süreç olarak görünür. Mutlu
insanlar -veya mutsuz olmayan insanlar- hayatın karşılarına çıkardığı engellerle
mücadele etmeyi bilirler ve bu zorlukları kendilerine katabilecekleri deneyimler olarak
görürler. Mutsuz insanlar ise daima hayatın zorluğu yönünde yakınırlar. Bu şekilde
sorumluluklarından kaçmaya çalışırlar. Yaşadıkları sorun her neyse çözülemez hale
getirilir ve büyüdükçe büyür.
2.Dünyadaki birçok insanın güvenilmez olduğunu düşünürler.
Mutlu insanlar yeni tanıştıkları insanlarla ilişki kurmaktan çekinmezler. Burada
önemli olan karşınızdakine güvenip güvenemeyeceğiniz konusunda muhakeme yapma
durumunuzdur. Fakat mutsuz bireyler önyargıları atamazlar ve herkesin oldukça
tehlikeli ve güvenilmez olduğunu düşünürler. Bu nedenle kimseyle yakın
ilişki/arkadaşlık kuramazlar ve yalnız kalmaya mahkumdurlar.
3.Her olayın, olgunun, durumun "yanlış/kötü/eksik" kısmını görürler.
Buradaki püf nokta hayata "nereden1 baktığınızdır. Şüphesiz bu hayatta olumlu
durumlar kadar olumsuz durumlarla da karşılaşırız ve bu gayet doğaldır. Mutlu bireyler
olaylara pozitif taraftan bakarak kendilerini mutsuzluktan uzak tutarlar. Kronik olarak
mutsuz bireyler ise her şeyin olumsuz kısmını görerek hayatı kendileri için yaşanamaz
hale getirirler.
4.Kıyaslama hatasına düşerek diğer insanları kıskanırlar.
Kronik mutsuz insanlar diğer insanların kendi güzel talihlerini, şanslarını ve
fırsatlarını çaldığını düşünerek kıskançlık duyarlar. Hal böyleyken kimseyi sevmemeleri
ve yalnız kalmamaları işten bile değil. 5.Daima hayatı kontrol etmeye çalışırlar.
Bu kontrol etme durumu hedeflere ulaşmakla karıştırılmamalıdır. Amaçlarımıza
ulaşmak için çevrenin olumsuz etkisini en aza indirmeye çalışırız ve emek sarf ederiz.
Mutlu insanlar bilirler ki hayatta her şey bizim kontrolümüzde değildir. Kronik mutsuz
insanlar her şeyi kontrol etmeye çalışırlar ve sürekli bir didinme hali içindedirler.
6.Geleceğe dair planlarında hep olumsuzluklar vardır.
Mutlu insanlar hangi konuda endişe duyacaklarını ve nasıl baş edeceklerini
bilirler. Kronik mutsuz insanlar nasıl baş edeceklerini bilmek bir yana dursun bu
sorunlar asla baş edemeyeceklerini düşünürler. Bu yüzden korkuyla yaşarlar.
7.Sürekli şikâyet ederler.
Kronik mutsuz insanlar arkadaşlarıyla sohbet etmeye başladıklarında sohbetleri
daima şikâyet, bıkkınlık, sızlanmalarla doludur. Bu tür insanlarla sohbet etmek zamanla
oldukça katlanılmaz bir hal almaya başlar. Anı yaşamakta hep zorlanırlar.
Mutsuzluk duygusu zaman zaman herkesin kapılabileceği bir duygudur. Ancak
bazen bu durumla baş edecek gücü veya imkanları kendimizde bulamayabiliriz. Böyle
durumlarda çok sevdiğiniz insanlarla güzel vakit geçirmek ve onlardan destek almak
size biraz olsun iyi gelecektir. Başa çıkmakta güçlük çekeceğinizi düşündüğünüz
durumlarda veya yalnız olduğunuzu hissettiğinizde bir psikologtan uzman desteği
alarak mutsuzluğunuzun kökenine inebilir ve bu sorunu ortadan kaldırabilirsiniz.
Önemli olan bu durumla baş edecek gücünüzün olduğuna inanmanızdır.
"Mutluluk kapasitemizin yüzde 40'ı değişme gücümüzün içinde!" -Sonja
Lyubomirsky