Korku
Korku her insanın doğuştan sahip olduğu bir duygudur. Kimse ben hiçbir şeyden korkmam gibi bir ifade de bulunamaz çünkü insanın doğasında korkma duygusu vardır. Ama korku insandan inasana, kültürden kültüre, değerlere ve geleneklere göre değişir ve çeşitlilik gösterir. Örneğin ölüm korkusu bazı insanlar için korkunç hisler verirken bazı insanlar için de kurtuluş hissi verir. Genel olarak duygularımız yaşadığımız ortama ve inançlarımıza göre şekillenir. Korkuyu objektif bir şekilde tanımlamak gerekirse şu şekilde tanımlayabiliriz; korku, gerçek veya beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan coşku, beniz sararması, ağız kuruması, kalp, solunum hızlanması vb. belirtileri olan veya daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygudur. Burdan yola çıkarak korkunun görünen yada görünmeyen bir şeye karşı gösterdiğimiz doğal, fiziksel ve gerekli tepkilerdir. Bazı insanlar korkmak istemez veya korkudan kaçmak ister ama korku gerekli bir tepkidir çünkü insanlar tehlikeli bir uyaran karşsında korku hissederek kendilerini korurlar ve hayatta kalmayı başarırlar. Bu yüzden insanların hayatta kalmak için doğuştan geliştirdiği korkular vardır. Bunlar, dokunma duyusu ile hissedilebilen çok soğuk ve çok sıcak uyarıcılar, aniden beliren çok yüksek sesler, yüksekten düşme tehlikesi. Böylece insanlar yanmaktan veya donmaktan, düşmekten vs. kendilerini korku ve tehlikeli oldukları mesajıyla korurlar. Ama eğer bu korkular abartılırsa gerçekçi olmaktan çıkar ve bireyi psikolojik olarak olumsuz etkiler ve kişinin hayatında korku duygusunun hakim olmasına sebep olur bu yüzden kişi hayatın sürekli olumsuz taraflarını görür ve hayattan zevk alamaz.
Ayrıca korkular gerçeklikten uzaklaştığı zaman kaygıya veya fobiye dönüşür. Eğer kişi sürekli olumsuz şeylerin hakkında endişelenirse bu kişide kaygı bozukluğuna sebep olur. Örneğin bir çok öğrenci sınavların da başarısız olmaktan korkar ve sürekli bunun hakkında endişelenirler bu yüzden sınav hakkındaki motivasyonları düşerken, sürekli sınavları için endişelenmesi kişide aşırı strese sebep olur bu yüzden kişi kendisini kaygılanmaya itecek olumsuz düşüncelerden uzak tutup bunun yerine özgüvenini arttıracak cümleler söylemelidir kendine. Korkunun fobiye dönüşmesi ise korkunun olağandışı olması sonucu gerçekleşir. Fobiler genelde bir hayvana veya nesneye karşı duyulan korkulardır. Örneğin, karanlık korkusu yada fobisi yalnız kalma endişesi kaynaklı oluşur. Bazı insanlar karanlık da kalınca yoğun yalnızlık hissine kapılırlar ve uykuya dalmakta bile zorluk çekerler. Özellikle çocuklarda görülen bu rahatsızlık güven sebebiyle de olabilir çünkü çocuklar bir şeyleri görebildikleri ve dokunabildikleri zaman kendilerini güven de hissederler ama karanlık buna engel olduğu için karanlıktan korkmaya başlarlar.
Peki korkular insanların hayatlarında nasıl yer alır ? insanlar bir şeylere karşı korku hissetmeyi olumsuz ve kırıcı deneyimler ve bunların tekrarı sonucu öğrenir. Örneğin bir çocuk ateşi ilk gördüğünde deneyimlemek ister ve bunu dokunma yoluyla yaptığı zaman elinin yanmasına ve canının acımasına sebep olur. Böylece çocuk hem ateşi tutmamayı öğrenir hem de ateşe karşı korku hissi oluşturur. Ama bu tip korkuların nasıl kalıcı hale geldiğine batığımızda, insan korkularından kaçmaya başladığı zaman bu kalıcı hale gelir çünkü sürekli korktuğu şeyden kaçınmak için önlemler alır ve hatta hayatını bu korkudan uzak kalıcak şekilde düzenler. Ama bu durum kişinin hayatının sınırlanmasına ve zevk alınmasına engel olur. Hayat dan zevk alamamanın sebepleri baktığımızda korkunun sebeplerine dayanır. Örneğin başkaları tarafından reddedildiğimizde ve hayatımızda kontrolü sağlayamadığımızda kaygılanmaya başlarız bu da hayata kaygılı ve olumsuz bakış açısıyla bakmamıza sebep olur. Bütün bu gerçekçi korkuları, gerçek dışı kaygıları ve fobilerimizi kabullenerek aşabiliriz. Birey öncelikle korkusundan kaçmak yerine onu kabullenip, onunla yüzleşmelidir. Bu yüzleşme kadameli bir şekilde olmalıdır. Önce tam olarak neyden korkulduğu bulunmalı daha sonra bu korkunun altında yapan sebepler ve neden olan şeyler bulunmalı böylece korkuya sebep olan şeyler çözüme kavuşturularak korkuyla yüzleşilebilir. Ayrıca kişi korkusuyla yüzleşirken yarım alabilir. Örneğin, hipnoz ve müzik yöntemleri yada bilişsel terapi veya psikoterapi yoluyla korkular kadameli ve güvenli bir şekilde aşılabilir.