Duygu değişimleri; kişilerden kişilere ve koşullardan koşullara değişim gösterebilir. Yani kişilerin bulunduğu ortam, kimlerle bir arada oldukları ve ne hissettikleri o esnada ne yaşadıkları ve kendi karakteristik özellikleri bu duygu değişimlerine etken olur. Bu etken içerisinde kişinin bunu nasıl yönetebildiği önemlidir.
Duygu değişimleri o ortama göre esneklik sağlayabiliyorsa kişinin burada ortama uyum sağlama kapasitesi ve esneyebilme kapasitesi yüksek demektir. Ancak buralarda adaptasyonda sorun yaşayan bir kişiyse, bu o kişiyi zorlayacaktır ve işlevselliğini düşürecektir.
Şimdi gelin duygu durum değişikliğinde gün içerisinde yaşanılan değişikliklerde sizi nasıl etkiliyor ona bakalım!
Öncelikle kendinize şu soruyu sormanızı istiyorum: “Gün içerisindeki duygu değişimleri sizin yaşamınızda olumsuz bir etki bırakıyor mu?”. Yani sizin işlevinizi bozan bir duygu durum değişikliği mi? Yoksa bu değişikliklere rağmen siz bunu yönetip hayatınızın verimliliğini düşürmeden devam edebiliyor musunuz? Eğer verimliliğini düşürmeden devam edebiliyorsanız ancak bu biraz sizi etkiliyorsa o zaman yapabileceğiniz birkaç şey var.
Öncelikle “Duygu durum değişikliğine yol açan etkenler neler?” bunları gözlemleyebilirsiniz kendinizde. Yani sizdeki anlık değişimler, bir anda üzülmeniz, bir anda kendinizi kırgın hissetmeniz, bir anda mutlu hissetmeniz, bir anda endişelerinizin artması; buradaki etkenler neler oluyor? Artık bunları gruplayabileceğimiz bir şema çıkarabilirsiniz.
Örneğin; bir performans göstereceğiniz zamanlarda stres oluyorsanız, o zaman bu sizin kendinizi sakinleştirmeniz gereken bir durumdur. Ancak performans gerçekleştirirken gayet rahat birisiyseniz, aile içerisine girdiğinizde otoriter bir figür; örneğin, babanızın yanında daha gerin hissediyorsanız kendinizi, o zaman patronunuzun da yanında kendinizi gergin hissediyorsanız; otorite figürleri arasındayken sizin stres seviyeniz artıyor ve nasıl iletişim kuracağınız konusunda gerginlikler yaşıyorsunuzdur. Bu konu ile baş edebilmek için otoriter figürlerle daha çok iletişim kurmaya çalışarak fikirlerinizi söylemek ve bunun üzerine gitmek bir yerde sizin için faydalı olacaktır.
Ne zaman uzman desteği almalısınız?
Ancak gelelim bu duygu durum değişiklikleri sizin işlevinizi çok yoğun şekilde bozmaya başlıyorsa yani yönetemiyorsunuz insanlara bir anda patlıyorsunuz, ilişkilerinizde sıkıntı yaşıyorsunuz hatta ani ve dürtüsel bir şekilde istifa ettiğiniz durumlar oluyor, bir anda ilişkiden ayrılıyorsunuz ya da o sırada sizi heyecanlandırıyor diye o kişi ile bir ilişkiye başlıyorsunuz. Eğer bunlar size tanıdık geliyorsa tek başınıza bunları yönetmek pek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle bir uzman desteği almanızı burada size tavsiye edebilirim.
Uzmanla birlikte neleri çalışıyor olacaksınız?
Sizin hayatınızdaki bu işlevselliği bozan, yaşam kalitenizi düşüren, ani duygu değişimleriniz ve bunların yol açtığı davranışları nasıl yönetebileceğinizi, bir işbirliği halinde karşınızdaki uzmanla ilerletiyor olacaksınız. Burada neden bahsediyorum, yani hayatınızdaki o karanlık kapının anahtarının artık elinizde olacağından bahsediyorum. O kapıyı araladığınızda oraya ışık tutmak ya da o kapıyı ortadan kaldırmak tamamen sizin elinizde olacak.
O zaman şimdi bir toparlayalım. İlk önce önemli olan fark etmektir. İkinci olarak önemli olan, sizin işlevselliğinizi bu duygu durum değişikliklerinin bozup bozmadığını anlamaktır. Üçüncü önemli olan şey ise; işlevselliğinizi çok yoğun bir şekilde bozuyorsa, bunu kontrol edemeyecek noktadaysanız bir uzman desteği almaktır.
İşlevselliğinizi bozmuyor ama yaşam kalitenizi biraz olsun etkileyen bir noktadaysa bunun üzerine gidip bunu yönetmeye gayret etmek gerekir. Ancak ne olursa olsun göz ardı etmemek bu konuda sizin için önemlidir.
Unutmayın bir söz var: Denizdeki akıntıya kapılıp gideceğinize okyanus olmak size her zaman daha iyi gelecektir. O zaman okyanus olmanın anahtarı da sizde. Bunu kullanmanın zamanı geldi. Başlayabilirsiniz!
Klinik Psikolog/ Psikoterapist Fundem Ece ERDEM